27 Ağustos 2011

3 Yılda 12 Kupa | Tarih Yazmak ve Pep | L'Estelada Vermella



1973 yazı Cruyff'un Barça'ya imzasının İspanya'ya demokrasi getirmesini ve futbol tarihinin en güzel devrimini başlatmasıyla hatırlanıyor.

2008 yazı da bir başka isimle anılacak, 2046'da veya başka bir zaman boyutunda. Bir sene önce Barça B'yi çalıştırıp küme yükselten ve dikkatleri üzerine çekip Teknik Direktör olarak göreve başlayan Katalan, kaptan, 4 numara, top toplayıcı, 1979'da Johan'ın kurduğu akademi La Masia'nın ilk mezunlarından biri, Pep Guardiola.

FC Barcelona'nın Picasso Müzesi'nden ya da Katalan mimar Anton Gaudi'nin La Sagrada Familia'sından bile daha çok ziyaret edilen müzesine, Camp Nou'ya 3 yılda 12 kupa taşıdı.

2007 - 2008 B Takımı'yla lig şampiyonluğu, 2. lige yükselme
2008 - 2009 ŞL Şampiyonluğu, Lig Şampiyonluğu, Kral Kupası, İspanya Süper Kupası, Süper Kupa, FIFA Kulüpler Dünya Kupası
2009 - 2010 ŞL Yarı Final, Lig Şampiyonluğu, İspanya Süper Kupası
2010 - 2011 ŞL Şampiyonluğu, Lig Şampiyonluğu, İspanya Süper Kupası, UEFA Süper Kupa, Kral Kupası Final

Yarıştığı 15 kupanın 12'sini kazandı bu periyodda.

Real Madrid'in efsanevi teknik direktörü Miguel Munoz 15 yılda 15 kupa, Barça'nın yaratıcısı Johan Cruyff 8 yılda 11 kupa, Liverpool tarihi Bob Paisley 9 yılda 19 kupa, Jose Mourinho değişik takımlarla 10 yılda 17 kupa ve Sir Alex Ferguson 24 yılda 37 kupa kazandı Manchester United ile. Pep tarihin en iyileri arasına şimdiden girdi ancak bir sezon sonra başka işlerin üstesinden gelerek çok daha erişilmez bir noktaya çıkabilir.

Şampiyonlar Ligi'nde 2 yıl üst üste kupayı kazanan takım yok, bu da göz kırpıyor başarılması gerekenler listesinde. Eğer böyle bir şey gerçekleşirse Pep, Paisley'in 3 Avrupa Kupası rekoruna da eşlik edecek, Mourinho ve Ferguson'u geride bırakıp.

2011-2012 sezonunda lig daha önemli ve Pep takımı 4 yıl üst üste şampiyon yaparsa Cruyff'un bu rekoruna ortak olacak.



Pep oyunculuğu döneminde 16 kupa görmüştü. Toplam olarak 28 kupada imzası var şimdi. Johan Cruyff'sa her şeyin altına paraf atıyor.

Kulüp son 7 yılda 5 lig şampiyonluğu 3 Şampiyonlar Ligi kupası kazandı. Muazzam bir başarı. Nerdeyse aynı oyuncular 1 Avrupa Şampiyonası 1 Dünya Kupası'nı da İspanya'ya getirdiler.

Xavi, Amor'un 17 kupa rekorunu geçti, 18 ile. Gözlerden hep kaçan Dani Alves son 7 sezonda Sevilla + Barça formalarıyla 17 kupaya uzandı.

Avrupa Kupaları'nda en çok kupa kazanan takım, sonunda, 15 ile, güzel oyun sevdalısı ve temsilcisi Katalanlar. AC Milan'ın 14 kupasını geçtiler. Yine Avrupa Kupaları'nın en çok gol atan takımı Barça çünkü hücum ediyorlar "güzel oyun" sevdasıyla, seyir zevki sunarak.

Bakmayın Madrid'in 9 Şampiyon Kulüpler ve 31 La Liga şampiyonluğuyla iki ana kategoride önde olduğuna, bunları nasıl elde ettiklerini de biliyoruz. (Franco era -Bernabeu başkan- ve Di Stefano meselesi)

Barça tarihini bir anda değiştiren muhalif Mavi Fil Hareketi'nden bu yana Joan Laporta 12, Sandro Rosell 4 kupa kazandı. Kulübün en başarılı günlerini yaşadığı şu günlerde hangisinin daha büyük rolü vardı, buna sanırım zaman karar verecek. Ronaldinho'yu getiren Rosell, Rijkaard tercihiyle Laporta, Mourinho yerine Guardiola önerisiyle Cruyff o kadar çok köşetaşı var ki bu tutku öyküsünün!

Biraz da maçtan bahsedelim, istatistikler:

Kaleye atılan şutlar Barça 9 - 8 Porto
İsabetli şutlar Barça 5 - 2 Porto
Topla oynama (%) Barça 68 - 32 Porto
Pas sayıları Barça 650 - 199 Porto



Klasik Barça verileri, birkaç farkla ki detaylar orada gizli.

- Porto Barça karşısında Man Utd, Arsenal ve Shakhtar'dan daha az pas yapabildi ancak Barça'yı da daha az pas yapmaya zorladı. Madrid'in ŞL Yarı Finali'nde kaybettiği maça yakın oranlar. Porto'nun az pas yapması aslında Madrid gibi dikine oynamaya gösterdiği özenden geliyor. Daha çok koşu yoluna pas ve dribling üzerinden bir geçiş -transition- oyun kurguladılar.

- Barça 8 defa ofsayta yakalandı, bu sayıyı yarıya düşürse maç daha erken bitebilirdi. Porto çizgi savunması görevini çok iyi yaptı ve gol pozisyonu sayısını azalttı.

Arsenal, Shakhtar, Man Utd maçlarına niye benzemedi peki oyun?

- En can alıcı mesele, zemin. Çok kötüydü ve Barça'nın pas şiddetini ayarlayamamasına sebep oldu. Top sürekli sekti, kontrol edilemedi ve rakibin ön alan baskısının işe yaramasına olanak tanıdı.

- Javier & Abidal merkez savunma, Adriano sol bek ve önünde Keita kesici / süpürücü dörtlüsü top çıkarmak konusunda çok yetersiz kalıp baskı yediklerinde hata yaptılar. Bunun sonucu olarak Xavi, ortalama bölgesinin çok daha gerisinde kalıp pozisyon üretmeye fazla katkı sağlayamadı ki maçın adamının Iniesta olmasının ana sebebi, top taşıyan tek oyuncu olarak gözükmesiydi.

Top çıkaramama sorunu Bernabeu'de 2-2 biten İspanya Süper Kupa maçında da yaşanmıştı. Orada dünkü maçın dörtlüsüne ek olarak Thiago ve Alexis de vardı.

Teorik kusursuzluk denklemi -ideal oyuncu / pozisyon oranı 1.0 olan- 7/11 idi.

Javier - Pique'nin yokluğunda merkez savunmanın sağında
Abidal - Puyol'un yokluğunda merkez savunmanın solunda
Adriano - Abidal'in merkez sol savunma oynamasından ötürü sol bek görevine
Keita - Sergio'nun yokluğunda ön kesici / süpürücü görevine

- Tüm bu veriler ve önceki maçların referanslarından daha başka olarak takımın fizik kondisyon seviyesinin hala yetersiz olduğu görülmekteydi. Sezonu zorunluluktan geç açtıkları için daha oyun ritmini bulamadılar, doğal.

- Oyunun gelişimi açısından Porto, United'in Barça'ya karşı her iki ŞL finalinde denediği ve Madrid'in Kral Kupası finalinin ilk 45 dakikasında sunduğu oyuna hızlı başlama ve şok etkisi yaratma dalgası ritüeli yaşattı.

- Pep'in Keita tercihi, sanırım Sergio'nun hazır olmaması kaynaklı, Madrid maçında kötü bir performans sergilemişti. Pique, Puyol ve Sergio döndüğünde savunmadan başlayan ve Xavi'ye, oradan da Iniesta aracılığıyla Messi'ye aktarılan ana hücum yolu yeniden işlerlik kazanacaktır, ön alanda baskı olsa bile.

- Fabregas ve Alexis'in kenardan oyuna girmesi, Thiago ve Afellay'ın önünün kesildiğinin açık işaretiydi. Sanchez'in en ufak bir katkısı yok, hatta bir pozisyonda Barça sisteminin dışına çıkıp Ronaldovari bir şut çıkardı, bencillik! Cesc ise Barça DNA yüklü ve yıllardır burada gibi, ayağında daha az top tuttuğunda -fauller de bu sebepten oluyor ona- çok daha verimli olacaktır. Gol ve asist sayılarının Xavi & Iniesta'nın çok üzerinde olduğunu defaatle belirtmiştim. Bunun yansımaları şimdiden görülüyor ve Pep çok doğru bir hamleyle onu ön alanda düşünüyor, Xavi'yi geriye atmadan. Üçünün aynı anda sahada olması alışkın olunmayan bir durum ve Iniesta'nın top taşıyıcılığını azaltıyor, buna çözüm bulmak zorunda Guardiola. (3 - 4 - 3 deneyi gelecektir mutlaka) En kolayı hiç riske girmeden Xavi / Fabregas rotasyonunu kullanmak kanımca.

Maç sonunda kupayı yine Xavi kaldırdı. Puyol'un devrinin bittiğini bir kupa önce dile getirmiştim, tahminim bundan sonra da kazanılan kupaları Xavi gökyüzüne yükseltecek, gururla. Messi'den dolayı ödül kazanamamak ve Puyol'dan dolayı kupa kaldıramamak onun yazılmış kaderiydi, Barça'nın soyunma odası kardeşliği çözümü bu şekilde gerçekleştirdi, isyan!

Cesc Fabregas yuvaya dönüşü sonrası 2 kupa birden yazdırdı kariyerine. Keza Javier Mascherano gibi bir başka büyük oyuncu da burada kazanma geleneğini sürdürüyor.



4 numaranın kutlaması, Katalunya bayrağının -Barça kaptanının her daim kolunda taşıdığı dört kırmızı şeritli sarı band- kızıl yıldız ve sarı üçgen eklenmiş hali olan ve bağımsız sosyalist ve komünistleri temsil eden "Red Estelada" bayrağıyla gerçekleşti. "Red Estelada"nın çıkışı -Socialist Party for the National Liberation of the Catalan Countries- PSAN'a kadar dayanıyor.

Daha çok kullanılan bayraksa "Blue Estelada" mavi üçgen ve beyaz yıldızıyla bağımsız Katalunya'yı temsil ediyor. Franco rejimine karşı direnen -National Front of Catalonia- FNC'ye kadar uzanıyor öyküsü. PSAN'ın 60'lı yıllarda üniversitelerde FNC'den ayrılarak kurulduğunu da ekleyelim.

Bayrağıyla, marşıyla, ülkesiyle, insanıyla, kimliğiyle, aidiyetiyle, değerleriyle, Barça'sıyla ve bizler için en önemlisi "güzel oyunu"yla tarih yazmaya devam edecekler. Pazartesi Villarreal maçı, La Liga başlasın, 4 sene üst üste şampiyon olmak ve tercümanı bu topraklardan sonsuza dek kovmak için!

27 Ağustos 2011

A. Eren Loğoğlu

1 yorum:

Adsız dedi ki...

enfes bir değerlendirme...sizi tebrik ederim hele son bölüm barçayı barça yapan unsurlar bu kadar net ve coşkulu betimlenebilirdi.elinize sağlık viva barca xavi-iniesta la masia.....