24 Nisan 2011

Bir Adım Daha, Fark Hala 8 Madrid!



Real'in lig üçüncüsü Valencia'ya 6 gol attığı akşam, Barça o kadar azamet içermiyordu. Bunun başlıca sebebi sezon başında vurgulanan kadro darlığıydı.

Madrid sahaya Kaka, Higuain, Benzema, Lass ile çıkıyor ve Ronaldo, Mesut, Di Maria, Adebayor, Xabi Alonso gibi isimleri oynatmamayı tercih edebiliyordu.

Barça'ysa Xavi, Iniesta, Messi, Pique ve Puyol'suz başlıyor ve yerlerini Jeffren, Thiago, daha önce de Bojan gibi isimlerle dolduruyor, kenarda da Fontas ve Montoya bekliyordu.

Tam tersine kulübü övmek gerekir bu hareketinden ötürü. Dünyada hiçbir kulüp Madrid gibi sürekli para harcayarak en iyi oyuncuları getiremez ancak altyapısından oyuncular çıkarıp bir felsefeye sahip olabilir.

FCB salt başarıyı değil özkaynaklarıyla amaca ulaşmayı istiyor. Kadroyu derinleştirmek yerine altyapıdan çıkan oyunculara şans tanıyor, atmosferi öğrenmelerini ve büyümelerini sağlıyor, onlara en zor zamanlarda sorumluluk vererek.

Bu kulübü sevmeyebiliriz ancak saygı duymak zorundayız.

Prensiplerinden kolay kolay ödün vermiyorlar, dünyanın en önemli maçı da olsa ortada gelenek varsa değişmiyor, Pinto kalede. Formaya sponsor almama ve sporcu sözleşmelerinde kademeler belirlemeleri de bundan. Karşılarında kim olursa olsun -Eto'o- sınırın dışına çıkmıyorlar, kulüp bir oyuncunun, efsanenin, markanın ve en önemlisi kazanmanın her zaman önünde tutuluyor. Bir futbol kültürü, geleneği, felsefesi var.

FIFA tarafından -Stefano'nun çalınmasıyla ve Franco'nun katkısıyla- yüzyılın kulübü ilan edilen Real Madrid ile de bu şartlarda rekabet ediyorlar. Onlar gibi değil kendilerini onların karşısında konumlandırarak.

Yukarda saydığım bütün Madrid oyuncuları çuval dolusu para ödenip transfer edildi ve Barça oyuncuları La Masia'da eğitildi. 6 - 3 ile 2 - 0 arasındaki tek gol farkı burdan kaynaklanıyor. Bonservisine değer biçilemeyen biri -Messi, Iniesta- olmak için zaten hiç bonservis ödenmemesi bir ön veri değil mi! Bu oyuncuların başka bir takımda aynı performansı verip vermeyeceği konusunda -Ballon D'or üç adayından bahsediyoruz bir de- şüpheye düşüyorsak, kulübün oyuncudan bağımsız felsefeye bağımlı bir organizasyon yarattığını görmezden gelemeyiz. Ronaldo, Kaka kendilerini kanıtlayarak ve dünyanın en iyisi olarak Madrid'e geldiler, Xavi ve Iniesta'ysa Katalunya'da dünyanın en iyisi oldular. Messi, apayrı özel bir hikaye.

Biraz da saha içine bakalım, çok dışına taşmadan.

Villa golünü attı 11 maç sonra ve 9 numara pozisyonunda, etkisi var. Valdes, 400. maçına çıktı Barça'yla ve senyera kolundaydı.

Felsefesine güvenen Barça, istediği sonucu alamayınca Xavi & Iniesta ve Messi'yi sürdü sahaya, puan kaybına tahammülleri olamazdı. Thiago da öğrenecek zamanla, Xavi de geçmişti bu yollardan, önce Guardiola oynardı.

Bir kalecinin oyun görüşü olduğu nasıl anlaşılır? Eğer kale atışlarında uzun vurması gerekiyorsa topu taç çizgisine doğru kullanmasından. Çünkü merkez savunmacılar -Rio ve Vidic gibi iki kule olabilir- havadan gelen toplara karşı etkilidir ve top kaybı yapmak istenmiyorsa, hava topuna çıkacak santrforun beklerle eşleşmesi olasılığı artırır. Merkez savunmacılar yerlerini kaybetmek istemediğinden oralara kadar çıkmazlar ayrıca.

Victor Valdes de bu tür bir kaleci, özel. Dün akşam, Mourinho da Casillas'ı oynattı, kalecilerin dinlenmesine ihtiyaç olmadığını düşünüyorlardı. Ayrıca ŞL'de cezalı Carvalho da sahadaydı, akıllıca. Pep'se gole kavuşmasını istediği David'i kullanıyordu ilk onbirde. Rotasyona giderken bile iki teknik adam da ne kadar zeki olduklarını gösteriyorlardı.

Madrid'in bu denli rahat gole ulaşmasının gerekçelerinden biri de rakiplerin kazanabilirim düşüncesiyle daha önde oynamaları ve kontratak yemeye uygun ortam yaratmasıydı. Mourinho takımları bunu her zaman iyi uygulamıştır, dikine, çok kısa sürede sonuca gitmek, Dünya Kupası Almanya'sı gibi, bu yüzde Khedira ve Mesut geldi. Madrid gollerinde savunma çoğu zaman az adamla yakalanır, Barça'ysa sürekli kapanan takımları açmaya uğraşır, açık alanlar olmaz, buna karşın Madrid'den daha fazla gol atıyorlar, nasıl bir çaba gösterdikleri tezahür edilebilir. Önümüzdeki sene onlar için bu kadar kolay olmayacak.



Gol sonrası Shakira Pique'yle öpüştü. Tüm dünyanın sevdiği bir şarkıcının, doğru takımın yanında arz-ı endam etmesi ayrıca güzeldi. Maçın sonlarına doğru Maxwell ve Milito sakatlandı, durumları belli değil. Abidal ve Adriano da sakat, sol bek yok kadroda. Muhtemelen uzatmalarda orda oynayan Javier ilk çözüm olacaktır. Keita'yı da merkez savunmacı olarak kullandı zorunluluktan, oyuncu değiştirme hakkı kalmamıştı.

Bojan, Puyol, Pique, Shakira gibi bir dörtlü savunma da kullanılabilir, fotoğrafta görüldüğü üzre.

Bu kulüp sevilmeyi o kadar çok hak ediyor ve bunun karşılığını alıyor ki, konuya dair sürekli argümanlar oluşuyor. Family Guy dizisinden bir sahne;



1 - 1 ve 0 - 0 sonrası Mourinho şimdi kazanmak zorunda. Ya gol şansına güvenip aynı taktiği güdecek ya da oluşan hava sonrası daha saldırgan olacak. Eğer orda kazanamazsa Camp Nou'da hiç şansı yok, daha galibiyeti bulunmuyor.

Güzel olan her şey devam edecek. Sahne sizin çocuklar, Çarşamba ŞL, hafta sonu lig, hak ettiğinizi almaya, haydi!

24 Nisan 2011

A. Eren Loğoğlu

3 yorum:

Adsız dedi ki...

1-1 ve 0-0 ne arkadaşım hafızandan hemen silmişsin mourinho'nun kazandığını sanırım. uzatmada atılan golleri saymıyorsun galiba. barcelona o golü atan takım olsa yine 0-0 yazar mıydın? sen merak etme mourinho ne zmn kazanmak zorunda olursa o zmn kazanır ne çabuk unuttuk milano'da 3 londra'da 4 yediğin maçları. nou camp'ta kazanamamış daha. ne zmn öne geçse o stadyumda bir oyuncusu atılıyor nasıl kazanacak. drogba'nın atılışını unutmadık daha sen rahat ol.

Anoz dedi ki...

Eren Logolu yaz icin tesekkürler, gercekten dünyanin en iyi takimini burda her hafta yorumladiginiz icin cok tesekkürler :)

Baska birseyide sormak isterim ayrica: Galatasaray bir kac hafta sonra secimlere gidecek. Medya yine kayniyor, kim gelip kim gidecek diye. Sizden yeni Baskan secildikten sonra bir derin analiz ala bilirmiyiz?

Tesekkürler.

ozdmroz dedi ki...

Barça Dünya'nın en iyi takımı evet! altyapı madeni, kendi ekmeğinii kendi çıkarıyor. Real ise savurgan zengin piçi izlenimi veriyor.

Barça'yı yorumlamak basit iş. iyi giden bir şey hakkında roman sayfalarına sığacak kadar yazı yazmak.

neyse...


Morinho diyorum başka bişey de demem.