18 Aralık 2010

Öğrenilmiş Çaresizlik Karşısında Cesur Deneme



Katalan Derbisi olarak lanse ediliyor Espanyol maçı, doğru ama eksik!

Espanyol elbette Barselona şehrinin takımı, isminin başında o bilindik Real sıfatı bulunur, kralın ve Franco'nun egemenliğini tanıyan İspanyollardır aslında kurucuları. Madrid maçından farkı yoktur bu sebeplerden, iddiası yüksek bir kulüp olmadıklarından bir alt versiyonudur denilebilir.

Bunların bilincinde ve bu sezon evinde oynadığı 7 maçı da kazanmış bir takım olarak hazırlandı Espanyol maça.

Geçen hafta Sociedad maçında ilginç bir olay yaşanmıştı ve bu rekabete dayanıyordu. Maçın sonlarına doğru, bir Espanyol efsanesi olan Raul Tamudo oyuna girdi Camp Nou'da ve müthiş bir protesto uğultusu yükseldi Katalanlardan.

Rijkaard'ın 4. yılında Barça üst üste 3. şampiyonluğa giderken, sondan bir önceki hafta, Camp Nou'da, Tamudo 90. dakikada beraberlik golünü atıp, şampiyonluğu Barça'nın elinden alıp Real Madrid'e vermişti.

Espanyol her daim Barça'yı zorlayan bir rakip idi, biraz motivasyon biraz da şehrin havasının, suyunun ve toprağının verdiği futbol yetenekleriyle. Genç bir takımdılar, geçen sezon beraberlik almışlardı, ligde 4. sıradaydılar, yine başarabilirler, geçmiş hikayelerden bir demet sunabilirlerdi, öyle düşünüyorlardı.

Maç müthiş bir atmosferde oynandı. Tarihin en iyi takımını koreografiyle karşıladılar. Ligdeki konumlarının da etkisiyle maçın ve rekabetin önemini artırmak istiyorlardı.

Enteresan bir başlangıç oldu futbol adına. Espanyol'un çok farklı bir planı vardı Barça'nın ritmini bozmak için.

Bir kere maçın süresini kısaltmak istiyorlardı zaman çalarak. Kameni'nin ayağına gelen pasları tutma anları bile uzuyordu. Ayrıca kendi yarı sahalarında daha çok pas yaparak, top eğer Barça'da olmazsa tehlikeli olma şansları azalır gibi bir mantık yürütmüşlerdi, top kaybının yaratacağı kolay pozisyon verme riskine girerek.

Bu taktik tuttu. Geride pas yaptılar, zaman geçirdiler, top kaybedildiğinde sert oynadılar ve Barça oyuncularının topla çok temas etmesine engel oldular, pas akışkanlığını durgunlaştırdılar.

FCB, topun kendisinde kalmamasının huzursuzluğuyla rakip oyunculara yüksek dozajda basmak zorunda bırakılarak başladı oyununa. Özellikle Pedro ve Alves ile kazanılan ani toplar çok rahat pozisyonlar doğurdu ancak golle sonuçlandıramadı Barça bunları. Arkasında geniş boş alan bırakan ve kontratak yeme riskini göze alan Espanyol bu yöntemle direnişe devam edecek derken, Messi sihrini sahneledi, Pedro'yu kaçırdı ve gol geldi.

Senaryo bir süre daha benzer şekilde devam etti. Barça, bilinen set hücumlarıyla değil de, kazandığı toplarla boş alanları kullanan -kontratak- takıma dönüşüverdi ve topa çok fazla sahip olmadan da sonuca ulaşabileceğini gösterdi. Xavi'nin golü de benzerdi.

Espanyol oyunda kaldı, Barça'nın topa hükmetmesini faullerle, baskıyla en aza indirgeme stratejilerine devam ettiler, bunun sonucu olarak da ani ataklar yediler. Messi'nin yarattığı üçüncü golden sonra oyundan düşmeleri beklenirken, bek & stoper arasına atılan topu iyi değerlendirip tekrar maça dahil oldular. Ancak öne çıkardıkları savunmalarıyla daha fazla dayanacak mental güçleri kalmadı ve doğru koşularla arkaya sarkan David Villa farkı artırıverdi.

Barça standartlarının altında ve oyunu rakip yarı sahada oynayan tarzının dışında bir yol ile kazandı maçı. Topla oynama sanırım % 60 civarıdır ve pas sayısı da muhtemelen 500 altıdır.

Espanyol'un Teknik Adamı Pochettino'yu takdir etmek gerekir, farklı bir şey denedi, riske girdi, şansı yaver gitse amacına da ulaşabilirdi ama Barça, bu taktiğe de ceza kesmeyi başardı herhangi bir tuzağa düşmeden.

Sahaya sürekli yabancı madde yağması, taraftar ve Espanyol oyuncularının hakemi her kararında baskı altına almaya çalışmaları, atlanan sarı kartlar, sert müdahaleler gibi unsurlardan çok etkilenmedi Barça. Yeri geldiğinde hakemle de oynadılar ortamın havasını dağıtmak için.

5 - 1'den sonra Guardiola zekasını konuşturup Jarque'yi Dünya Kupası Finali'nde anma şıklığını gösteren Iniesta'yı oyundan aldı ve alkışlattı Espanyol taraftarı Katalanlara. Özel bir hareketti, maç sonunda sonuçtan dolayı oluşabilecek olası bir tepkiye karşı da güzel bir önlemdi. Gerçi Iniesta taç çizgisini geçtiği an, alkış kesildi ve ıslıklar yükseldi, nefret derin ve öyle birkaç dostluk olayıyla kapanacak gibi değildi.

Barça, klasik 4 - 3 - 3 ve ideal onbiriyle sahadaydı. Farklılık olarak sadece Pique'nin sol merkez savunmacı, Puyol'un sağ merkez savunmacı konumu söylenebilir. Bu tercihin sebebi Espanyol'un soluna Alves ile daha çok hücum edip, arkasını Puyol ile doldurmaktı. Keza ilk yarı, Alves bölgesinden çok ilerde oynadı. İkinci yarı da Abidal'ın çıkışları oldu.

Villa'nın uyumu ve katkısı süregelirken, Pedro büyüyor ve büyülüyor. Barça'nın rakibi bozmada ve topu kazanmada en çok başvurduğu isim Pedro, savunmaya sağladığı destek çok önemli bu anlamda. Ayrıca hücumda da çabukluk ve süratiyle yarattığı deliciliği, gol vuruşlarındaki netliği sonuca etki etmesinin sebebi. Müthiş yararlı bir oyuncu, Barcelona modelinin işlerliğini bir kademe artırdığı rahatlıkla ifade edilebilir.

Zor geçmesi beklenen bir maçı daha atlattılar, rekor üstüne rekor kırarken güzel oynamayı da ihmal etmiyorlar. Bizim de payımıza onları seyreylemek ve haklarını vermek düşüyor.

Bitmesin bu rüya!

19 Aralık 2010

A. Eren Loğoğlu

2 yorum:

nusret dedi ki...

"Rijkaard'ın 4. yılında Barça üst üste 3. şampiyonluğa giderken, sondan bir önceki hafta, Camp Nou'da, Tamudo 90. dakikada beraberlik golünü atıp, şampiyonluğu Barça'nın elinden alıp Real Madrid'e vermişti."

2006-07 sezonu,Barcelona şampiyonluk serisini 3'e çıkarıp,Real Madrid'i iyice sürklase edebilecekti böylece.

Ligin 37.haftasına 72'şer puanla girmişti.İki takım da.

Barcelona-Espanyol ve Zaragoza-Real Madrid maçları vardı.09.06.2007'de.

37.hafta maçlarının 89.dakikaları itibariyle;

Barcelona 2 - Espanyol 1 ve Zaragoza 2 - Real Madrid 1 skorları mevcuttu.

Ne olduysa,89.dakikalarda oldu.

Camp Nou'da Tamudo,La Romareda'da Nistelrooy kendilerinin ve takımlarının ikinci golünü kaydetmişlerdi. (2004-05 sezonunda Kayseri'de Gökhan Ünal'ın golü ve Galatasaray'ın bıraktığı 2 puan.Sakarya'da Luciano'nun golü ve Fenerbahçe'nin kazandığı 2 puan.Benzer bir senaryo.)


Son haftaya 73'er puanla girecekti.İki takım da...

Son haftada,Gimnastic Tarragona'yı 1-5 ile geçen Barcelona ve Mallorca'yı 3-1 ile geçen Real Madrid 76'şar puanla tamamladılar La Liga'yı 2006-07 sezonunda.

Barcelona,+45 averejla.

Real Madrid,+26 averajla.

Fakat,ikili averaj,genel averajdan önce devreye girecekti.

Bernabeu'da 2-0 kazanan Real Madrid,Camp Nou'dan 3-3'lük beraberlik kotardığı için öndeydi işte!

Bu sezon,Barcelona'nın şampiyonluk serisini 3'e çıkarma zamanı.Camp Nou'da alınan 5-0'lık galibiyet ikili averaj için de mükemmel oldu!

bss dedi ki...

hocam bence pedro nun artık piyasası 2. sezonundada olsa Nani kadar var,bide her pozisyonda adam geçse tadından yenmez :))