03 Ekim 2010

K u m a r



Bazen kötü oyunu tanımlamak amaçlı, biraz da mübalağa ederek kullanılır ya 3 pas üst üste yapamadılar cümlesi, tam da bu maçın ilk 15 dakikasında Mallorca'nın düştüğü acziyetin bire bir karşılığıydı bu gece. Bu süre zarfında Barça'nın topla oynaması % 90, ilk yarı sonunda da % 80 idi, skorsa 1 - 1. Çünkü topa sahip olma istatistiği gole dönüşmediğinde bir anlam ifade etmiyordu.

5 rotasyonun -Milito, Abidal, Mascherano, Keita, Bojan- ikisi zorunluydu Xavi ve Villa'nın yokluğunda, Puyol yaşı dolayısıyla dinlendiriliyordu, Mascherano da transfer bedeli ve yedek beklemeyecek repütasyonundan dolayı sahadaydı, Sergio yerine, tartışılabilecek kararlardı yine, Hercules maçını benzer bir biçimde kaybetmiş olmanın yeri daha hafızalarda bu denli tazeyken.

Cruyff'un bu sezon başlangıcıyla ilgili 2 temel eleştirisi vardı, zorunluluk içermedikçe rotasyona girmemek ve öne geçtikten sonra rahatlatıcı ikinci gol için daha konsantrasyonu yüksek oyun anlayışı. Ayrıca genel bir kanı da vardı, transfer edilen oyuncuların boyu kısa, ayrılan oyuncularsa uzundu ve bu durum, özellikle duran topların tehlikeli hale gelmesi anlamı taşıyordu.

3 eleştirinin de haklılık payı, bu maçın içeriğinde sahne alıyordu. Puyol'un yerine Milito -hiç ısınamadığım bir oyuncudur- tercihi, kısa kalmaya kesilen duran top cezalarının devam etmesi, Bojan'ın 9 numaranın altında ezilmesi, Abidal ve Keita'nın katkısızlığı, rotasyonun takımın kimyasını -özellikle ikinci yarı- iyice bozması, ortaya çıkan acı sonuçlardı.

Pep'in Hercules maçından ders almayıp yine rotasyon kumarı oynaması, hanesine eksi olarak yazılmıştır. Xavi ve Villa yok iken, 2 değişiklikle, takımla çok oynamadan sahaya çıkılması gerekirdi. Model takımı olan FC Barcelona için tek bir oyuncunun bile değişmesi, taşların yerinden oynaması demek ve yeni, genç isimlerin uyum sürecinde bu zorluklar sıklıkla yaşanıyor.

Tüm bu olumsuzluklara karşın, ilk yarıda şiir gibi de bir oyun vardı ancak ikinci gol bir türlü gelmedi. 2009'un bol kupalı takımının bugünkünden farkı da bu noktada ortaya çıkıyor;

Takımda Eto'o & Henry gibi gol vuruşu belirgin, net bir isim yok, Villa dışında. Bu iki isim, takımı rahatlatan golü bulma hususunda çok ustaydılar, şimdiyse Messi ya da Pedro kilidi açsa da, devamı gelmiyor, aynı oyun düzenini bozmayan rakipler karşısında kaçırılan gollerin faturası da ağır oluyor haliyle.

Bojan, büyük hayal kırıklığı olma noktasında ilerliyor. Ayrıca Villa'nın Bilbao'daki sorumsuzluğunun da cezası çekildi, onun gol kokusuna çok ihtiyaç vardı bu gece. Abidal'ın hücum yönündeki eksiklikleri de takıma sekte vuruyor, çizgiye kadar inip en kötü pas tercihlerini yapmasıyla.

Xavi'nin olmadığı bir gecede, Iniesta pek onun yerini dolduramadı ve Xavi'ye dair değer ölçümünde bir birim daha eklenmesine sebep oldu. Xavi'ye tek alternatif Cesc, bunu her defasında kanıtlıyor Iniesta'nın performansı, o Xavi'nin büyüleyici işler yapan yardımcısı olabiliyor, asıl yönetmen değil.

Barça sezon başında bir tercih yaptı, felsefesine, altyapsına güvenerek, bazı eksik bölgelere transfere gerek görmedi ve dar bir kadroyla sezona başladı. Zorunluluk hallerinde La Masia'dan yardım istenecekti. Bu gece oyuna alınan üç isimden ikisi -Thiago, Nolito- bu tercihin ürünüydü. Real Madrid'deyse kenardan Benzema geliyor, örnekler çoğaltılabilir. Mallorca maçında, kısa vadede, bu tercihin yanlış olduğu kanısına varılabilir ancak uzun vadede hep karlı çıkanın onlar olduğunu, birkaç yıl öncesinden biliyoruz. Sadece zamana gereksinimi var bu genç isimlerin. Nolito pek bir varlık gösteremedi ancak Thiago'nun özgüveni yerindeydi ve ilerde adından sıkça söz ettirecek bir oyuncu olacağının sinyallerini verdi diyebilirim. Altyapı felsefesinden beslenen bir kulübü ve bu kültürünü suçlayamam, kenardan gelen oyuncuların şu an yetersiz olduklarını, bunun puan kaybını önleyemediğini düşünsem bile.

Mascherano'ya da değineyim, bu gece görevini başarıyla yerine getirdi, rotasyonda sorgulanmayacak tek isim de oydu performansına bakılınca. Guardiola sezon sonunda, geriye dönüp baktığında Sergio ve Javier'e eşit şans vermiş olmayı umuyor, bu sebeple bu rotasyon çok sık görülecek. Oyuncuya ödenen bonservis, oyuncunun kalitesi de, bu durumu zorlayan unsurlar olarak göze çarpıyor.

Nou Camp'ın zemininde de bozulmalar var, sürekli çim kalktı maç boyu ve Pedro sakatlandı bu durumdan ötürü.

İç sahada 3 maçta 2 gol atılabildi, 5 puan kaybedildi, umarım ders çıkarılır, Mourinho 1 puan öne geçmesinin keyfini doyasıya çıkarabilir, çok uzun sürmeyecek çünkü!

3 Ekim 2010

A. Eren Loğoğlu

1 yorum:

Ozan dedi ki...

hocam belki saçma gelicek ama bojanı bizim aydına benzetiyorum sence yanlış benzetmemi :D