10 Eylül 2010

En Çok Taraftar, Barça & Gala



Sport+Markt, 2010 taraftar sayısı verilerini açıkladı;

Galatasaray 6.8 ve Fenerbahçe 6.1 milyon taraftara sahip Avrupa'da. Ülkelerindeki oranları % 39 ve % 35. Kendini Türkiye'nin en büyüğü zannedip, nitelendirenlerin taraftar sayısında her daim gerilerde kalması tesadüf değildir, müteahhitler tarafından yalanlar üzerine inşa edilmiş muz cumhuriyetinin ürünüdür.

Sıralamanın en üstünde FC Barcelona var, 57.1 milyon ile. Ezeli rakibi, kendini önce İspanya sonra da dünyanın en büyüğü gören, Maradona'nın hırsız diye nitelendirdiği FIFA tarafından yüzyılın takımı atfedilen Real Madrid'se 31.3 milyon ile ikinci sırada. Bir farklılık bulunuyor, İspanya'da Real Madrid % 36 ile ilk sırada, Barça % 29 ile onu kovalıyor. Doğal olan da bu, Barça'nın Katalan kimliğinden ötürü. Di Stefano hükümet desteğiyle Barcelona'nın elinden zorla alınmasaydı ve şehir bazı dönemlerde sadece futbola odaklanabilseydi, tarihin en başarılısı olarak kalabilir miydi Madrid, şüphe içerir. Barça, 4 yıldır Real Madrid'in önünde gözüküyor taraftar sayısı anketlerinde.

Bu çalışma 12 - 69 yaş arası 10200 taraftarla gerçekleştirilmiş. Kurum, Almanya tabanlı uluslararası spor işi araştırmaları üzerine raporlar hazırlıyor, tanınmış bir şirket, daha önce bazı raporlarının Galatasaray Dergisi'nde kullanıldığını anımsıyorum, en çarpıcı araştırması Türkiye'nin en sevilen takımı Galatasaray iken, en sevilmeyen takımının Fenerbahçe olmasıydı. Genelde her ülkede aynı takım hem en sevilen hem de en sevilmeyen oluyor, bu durum istisna ve bizim bildiğimiz geçerli sebepleri çokça mevcut. FC Barcelona resmi sitesi, araştırmaya dayanarak anında haber yaptı bu olayı, güvenilirliği de yüksek çalışmanın.

Taraftarında en çok azalma olan takım Real Madrid, veriler geçen yıla ait olsa da, Mourinho etkisinin şimdiden başladığına işarettir bu da, antimadridista sayısının İngiltere ve İtalya'daki Mourinho nefreti bünyeleriyle artması doğal duruyor. Kanımca verileri en çok etkileyen yine de başarı / başarısızlık.







10 Eylül 2010

A. Eren Loğoğlu

Hiç yorum yok: