01 Şubat 2009

Federer'in Gözyaşları



Federer'in tenisin artık teorik kusursuzluğa yaklaştığı bir dönemde, oyunun popülaritesinin artmış olması kaynaklı pek çok rekabet edeceği büyük oyuncularla da sık sık karşılaşması, teknolojinin oyuncuların fiziksel gelişimlerine etkisi, istatistikleri, 13 Grand Slam Şampiyonluğu, 3 farklı kortta da en üst seviyeye gelmesi, sadece toprak kortta belki de Tarihin Gelmiş Geçmiş En İyi Toprak Kort Oyuncusu Nadal'a denk gelip kazananaması, 26 yaşında ve muhtemelen 14'ü geçecek ve Roland Garros'u kazanmak için her şeyini ortaya koyacak olması, Roger Federer'i Tarihin En İyi Tenis Oyuncusu yapmaya yetiyor kanımca.

Avustralya Açık Finali bittiğinde çok üzülmemiştim ama Federer ödül töreninde konuşamayıp ağlamaya başladığında gözyaşlarına boğuldum. Sanırım sahneden inene kadar onu alkışladım ve sen en büyüksün, yarışmaya devam edeceksin, pes etmek yok dediğimi hatırlıyorum. Çok duygusal ve dramatik bir andı, sevgilisinin birleşen ellerinde ve gözlerinde, Roger'ın söyleyemediği sözcüklere saklanmış, Nadal'a sürekli kaybetmenin yarattığı bir dışavurum, belki de kariyerinin sonlarına yaklaştığının ve Şampiyon olabilmenin zorlaştığının farkına vardığı unutulmaz bir drama filminin mutlu sonla bitmeyen sahnesi gibiydi.

Federer ya bu çöküntü altında kalıp devrini tamamlayacak, ya da bu gözyaşlarının etkisiyle daha çok konsantrasyon sağlayıp küllerinden doğarak Wimbledon 2009 ve daha da önemlisi Roland Garros 2010 için asla hafife alınmaması gereken şampiyon yüreğiyle daha büyük bir mücadele gösterecektir.

Maç beklenildiği gibi olmadı kanımca. Federer, Nadal'ın Top Spin servislerine Backhand ile elinden geldiğince karşılık verdi. Ancak servisleri çok etkili değildi, beklenildiği kadar winner sayı alamadı. Akıl almaz derecede kötü vuruşları vardı, dağlara taşlara denilecek cinsten. Çift ve basit hataları da fazlaydı. Nadal'ın yorulmayacağı ve Verdasco maçının iyi bir Final provası olacağı tahminleri başarıya ulaştı.

Federer daha iyi bir oyuncu, Nadal daha iyi bir rekabetçi yorumu, bu rekabetin özetiydi kanımca.

Ağlamak ona çok yakışsa da bir devrin kapanışı bu sahne olmasın istiyorum, daha kazanılması gereken bir Roland Garros var.

1 Şubat 2009

A. Eren Loğoğlu

Hiç yorum yok: